Anlamak bir yolculuktur ve herkes bu yolda kendi rotasını bulmalıdır. Ne varılan yer tam olarak tarif edilebilir, ne de yol tarif edilebilir. İnsan doğduğu andan itibaren keşfederek anlar ve kavrar. Bu keşif tamamen içseldir. Konuşmaya başladıktan sonra manipule edilebilir hale gelir. Ve kavramak kavramı tamamen boşa çıkabilir ve yerini kopyalamaya bırakır. Oysa insan kopyalayamaz, kopyaladığını sanır. Herkes kendi yolculuğundadır, hem fiziksel hem de zihinsel olarak.